mardi 14 novembre 2006

Brüksel’de ramazan çadırı

Yaklasik 10 gün önce sanal bir gazetede yayinlanan Hürriyet gazetesinin önemli yazarlarindan Özdemir Ince'nin bir yazisi dikkatimi çekti (yaziyi görmek için buraya tiklayin).

Geçen Ramazan ayinda, Brüksel'in Schaerbeek belediyesi içerisinde Anatolia vakfi tarafindan bir Ramazan çadiri kuruldu. Bu olayi "İslamcı ideoloji ile eğlence camiasını ve jet sosyeteyi bir araya getiren laubalilik!" diye yorumluyor Özdemir bey. Açikcasi bu olaya kizmis oluyor kendisi. Ayrica "Türkler arasında ramazan çadırında karnını doyuracak kadar yoksul, kimsesiz kimse yok. İşsizlerin maaşları var, sosyal güvenceleri var. Oturdukları cadde ve sokakları gördünüz mü? Hepsi Art Nouveau üslubuyla yapılmış görkemli binalar. Öyle bir bölge ki İstanbul´un Cihangir mahallesi yanında gecekondu semti kalır. İstiklal Caddesi´nin lafı bile olmaz. Hepsinin altında son model arabalar!" diye yazmis.

Özdemir Ince, hepimizin bildigi Hürriyet gazetesinin en önemli yazarlarindan birisi. Ödül bile almisligi var. Ayrica edebiyat tarihimizde hatiri sayilir bir yeri vardir diyebilecegimiz bir insan, bir sürü siir kitaplari var.

Iste böyle bir insan nasil böyle saçma sapan seyler atabiliyor ortaya anlamaya çok güç çekiyorum. Hiç arastirmadan, onun bunun söylediklerine kulak verip önyargili bir sekilde bu denli elestirmek hayretler içine sokuyor beni. Üstelik yazilari binlerce insanlara ulasiyor. Kendisine yakistiramadim...

Gelelim yazdiklarina. "Türkler arasında ramazan çadırında karnını doyuracak kadar yoksul, kimsesiz kimse yok" demisti. Özdemir bey Ramazan çadirinin amacini anlamamis demek ki. Amacin bir arada iftar açip kaynasmak oldugunu bilmiyordu kendisi. Ayrica tek bir defa o çadira ayak basmis olsaydi, nice fakir fukara'larin o çadirdan faydalandigini görürdü. Belçika'lilarin bile sofrayi Türkler ile paylastigini görürdü. Allaha sükürler olsun ki Brüksel'de ki Türkler yoksul ve kimsesiz degil, ama o çadirdan sadece Türkler faydalanmadi. Zaten çadir sadece Türkler için kurulmamisti, tüm insanlik içindi.
"İşsizlerin maaşları var, sosyal güvenceleri var" demis. Anlasilan, Belçika´nin önde gelen iki üniversitesi Liège ve Anvers´in ortak olarak sürdürdügü bir anket çalismasinin sonuçlarindan haberi yok kendisinin (haberi okumak için buraya tiklayin). Bu resmi ankete göre fakirlik siniri içinde olanların sabit geliri aylik olarak 777 Euro´da dügümleniyor. Bu dilim içinde kalan Türklerin yüzde 60´i fakirlik içinde yasam mücadelesi veriyor. Ayrica Anvers ve Liège üniversitelirinin bu ortak çalismasinda Belçika´da yasayan Türkler ile Faslilar arasindaki issizlik oranini da yüzde 38 olarak belirtilmisti.
"Oturdukları cadde ve sokakları gördünüz mü? Hepsi Art Nouveau üslubuyla yapılmış görkemli binalar. Öyle bir bölge ki İstanbul´un Cihangir mahallesi yanında gecekondu semti kalır. İstiklal Caddesi´nin lafı bile olmaz." diyor kendisi. Terbiyesiz olmak istemem ama "abi bu adam uçmus" demek geliyor aklima. Özdemir bey'in Schaerbeek belediyesine ayak bastigindan süphem var dogrusu. Haksizmiyim? Belçika'nin en fakir belediyesi olan Saint-Josse belediyesinin dibindeki mahalleden bahsediyor Özdemir Ince. Cihangir mahallesi bizim Schaerbeek yaninda gecekondu sayilirmis. Muahahaahahahaaha... Biz birakalim Schaerbeek'i, Brüksel merkez'de ki "Rue Neuve" bile Istiklal Caddesi'nin yaninda "Rue de Brabant" sayilir!
"Hepsinin altında son model arabalar!" diyor. Valla baba benim altimda ki araba 98 model araba, yani nerdeyse 9 yillik! Onuda daha bir kaç ay önce aldim. 27 yasindayim ve henüz ilk arabam!
"Schaerbeek Belediyesi ile Fethullahçılar bir araya gelip Schaerbeek sosyetesi için ramazan çadırı kurmuşlar. Bizim ilgilenmemiz üzerine seçimden hemen sonra kaldırılan çadırlarda kullanılan dalavereye bakın" yine onun cümlesi. Bunada hahahayyyy diyorum ama yanlis anlasilmasin. Anatolia dernegi ilk günden beri belirtti çadir sadece 2 haftalik olacagini. Yani güya Özdemir bey olaya el atti diye hemen Ramazan bitiminden önce toparlamadilar ortayi.
Son olarak sunlari yazmis "Her iftar akşamı için değişik kişi ve şirketlerden 2.500 (iki bin beş yüz) avro (euro) almışlar. Ama bu paraları yemek malzemesi için harcadıkları şüpheli. Çünkü yemek ve malzemeler, gıda dükkán ve mağazalarından "hibe" olarak sağlanmış. Paralar nereye gitti?". Paralar nereye gitti diye soruyor. Abicim madem o kadar merak ediyorsun bu soruyu bizzat bu etkinligi düzenleyen arkadaslara sorsana. Eminim ki çok tatmin edici bir cevap alirsin.

Halkimiz çok sükür enai degil. Biz asil kimlerin ne tür dalavereler çevirdigini iyi biliyoruz. Bunlari simdi bir kenara birakalim. Ama lütfen birileri veya bir kurulus hakkinda biseyler düsünmeden önce bizzat iyicene arastiralim. Dedikodulara karnimiz tok. Anatolia derneginin neler yaptigini gerçekten bilseydi Özdemir Ince, utancindan aglardi!


1 commentaire:

elmagnifico a dit…

selam blog undaki menü listesini nasıl yaptın acaba . ben de yapmaya çalışıyorum öyle bişi, ama başka sayfalara yönlendirmeden nasıl link veriliyor bilmiyorum. yardım edersen sevinirim...